İsrail’in Gazze’de zorla dayattığı açlığın boyutlarını gözler önüne sermek ve yaşanan dramı dünyaya duyurabilmek için meslektaşlarıyla açlık grevine başlayan gazeteci Vedi Ebu Suud, “İsrail’in Gazze’de 2 milyon insanı nasıl açık bırakabildiğini anlamak gerçekten acı verici. Duvarlara konuşuyormuşuz gibi hissettim ama çocuklar her gün ölürken başka seçeneğim yoktu. Onlar ölürken benim yemek yemem söz konusu değildi.”
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, bugün yaptığı açıklamada, son 24 saatte 10 kişinin daha açlıktan hayatını kaybettiğini ve 7 Ekim 2023’ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle kaybedilen insan sayısının 111’e yükseldiğini duyurdu.
Gazze’nin kuzeyinde Yemen TV muhabiri olarak görev yapan gazeteci Ebu Suud, insan olarak harekete geçme gerekliliğini hissetti ve açlıktan ölenlerin sesini dünyaya duyurmak için süresiz açlık grevine başladı.
Gazze’deki açlık durumunu duyurmak için “boş mideler hareketi” başlattı
Ebu Suud, Gazze’nin kuzeyinden hiç ayrılmayan ve oradaki insanların sesini duyurmaya çalışan birkaç arkadaşıyla birlikte Gazze’de yaşanan açlığı aktarmak için “boş mideler hareketi”ni başlattı.
4 gün boyunca sadece tuzlu su içen Ebu Suud, açlık grevine katılma kararını, birkaç gün önce yaşlı bir kadının açlıktan ölmesini gözlemlemesinin tetiklediğini belirtti.
“Gazze’de yaşananları en kötü kabuslarınızda bile göremezsiniz”
Ebu Suud, şunları dile getirdi:
“Her gün çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınların öldüğünü görüyoruz. Öyle insanlık dışı bir durum ki en karanlık kabuslarınızda bile bunu hayal edemezsiniz. Bu kadını (açlıktan ölen) gördükten sonra bir şeyler yapmalı ve sesimi vicdan sahibi insanlara duyurmalıyım diye açlık grevine başladım. Kameraman arkadaşlara, Gazze’de en küçük çocuk bile yemek yiyene kadar süresiz açlık grevi yapacağımı söyledim.”
“İsrail’in Gazze’de 2 milyon insanı nasıl aç bırakabildiğini anlamak gerçekten acı verici. Sanki duvarlara konuşuyormuşuz gibi”
4 çocuk babası Ebu Suud, kendisinin de Gazze halkı gibi savaşın tüm acılarını yaşadığını, evinin yıkıldığını, ailesinden kayıplar yaşadığını ve defalarca yer değiştirmek zorunda kaldığını anlattı.
Uluslararası toplumu, İsrail’in yaklaşık 22 aydır sürdürdüğü soykırım ve açlık politikasına karşı sessiz kalmasını anlayamadığını belirten Ebu Suud, şunları söyledi:
“İsrail’in Gazze’de 2 milyon insanı aç birakmasi nasıl bir insancil olamazlık? Duvarlarla muhattap olduk ama her gün çocuklar ölürken başka seçeneğimiz yoktu. Onlar ölürken yemek yiyemeyiz. Çünkü bu insanlara arkamızı dönersek Rabbim bunun hesabını bize sorar. Bu düşünceyle açlık grevine başladım.”
“Annem 68 yaşında, gözlerimin önünde yavaş yavaş öleceğini görüyorum”
Ebu Suud, kendi annesinin de açlık çektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Annem 68 yaşında yaşlı bir kadın. Şeker, tansiyon ve kalp hastası ve açlıktan yavaş yavaş ölüyor. Annem bana ‘yarım kilo mercimek, bir dilim ekmek bul’ dedi. Annem yemek yerse yaşar. Ben annemin her gün yavaş yavaş öldüğünü izliyorum.”
Ebu Suud, “Bu güçsüzlük durumu bir insanı nasıl yıkar biliyor musunuz? İşte bunu yaşıyorum. Dünya sessiz, kör ve sağır olmuş durumda. 666 gündür feryat ediyoruz, vicdanlara sesleniyoruz ama kimse bize bakmıyor.” diyerek isyan etti.
“Vicdanım rahat ölürsem”
Halktan biri ve onların sesi olduğunu vurgulayan Ebu Suud, şunları söyledi:
“30 binden fazla çocuk öldürüldü. Ne suçları vardı, ne yaptılar? Sesimizi duyurmak için çaba sarfettik. Bu açlık grevinde ölüyorsam bile vicdanım rahat olacak. Çünkü halka sırtımı dönmedim ve sesimi duyurmaya çalıştım. Sesim duyulabilir belki de duyulmaz ama her halükarda greve devam edeceğim.”
“Adil davalarını aç karnıyla anlatmaya çalışacaklar”
Davalarının haklı olduğunu aç karnıyla anlatmaya çalışacaklarını belirten Ebu Suud, umutsuz olmasına rağmen dünyanın vicdanlı insanlarını uyandırmaktan başka bir seçeneklerinin olmadığını ekledi. (AA)